-
1 kol kapağı
Ärmelaufschlag m -
2 kol
1) рука́kolları arasına almak — обня́ть, заключи́ть в объя́тия
kol burmak или kol bükmek — а) скрути́ть ру́ки кому; б) побежда́ть, укроща́ть кого
kol değirmeni — ручна́я ме́льница
- ın koluna girmek — взять по́д ру́ку кого
kol işareti — нарука́вная повя́зка
kol kola — а) рука́ о́б ру́ку; б) по́д ру́ку
kol kola girmek — взя́ться по́д ру́ки
kol saati — ручны́е часы́
2) рука́в (платья)kol kapağı — манже́та, обшла́г
3) рука́в, прито́к (реки)deniz kolu — морско́й проли́в
4) ру́чка, рукоя́ткаbaskı kolu — тормозно́й рыча́г
telefon kolu — телефо́нная тру́бка
5) ветвь в разн. знач.; о́трасльağaç kolu — ветвь де́рева
ana kolu — родны́е со стороны́ ма́тери
demiryol kolu — железнодоро́жная ве́тка
endüstri kolu — о́трасль промы́шленности
ulaşan kollar — сходя́щиеся (скре́щивающиеся) пути́
6) отделе́ние, отде́л, се́кция7) засо́в, задви́жкаkol demiri — желе́зная задви́жка, желе́зный засо́в
8) коло́нна, отря́д; гру́ппа; кома́нда9) крыло́; флангsağ kol — пра́вый фланг, пра́вое крыло́
sol kol — ле́вый фланг, ле́вое крыло́
-
3 kol
"1. arm. 2. sleeve. 3. limb, large branch (of a tree). 4. crank. 5. handle; lever. 6. phys. arm. 7. neck (of a musical instrument). 8. strand (of a rope). 9. division, branch. 10. patrol. 11. club (in a school). 12. gang; troupe. 13. mil. column. 14. formerly wing (of an army). 15. side (direction). 16. butchery shank. 17. arm (of a chair). 18. brachial. -larını açmak /a/ to receive (someone) with open arms. -unda altın bileziği olmak to possess a profitable skill. - askısı med. sling. - atardamarı anat. brachial artery. - atmak 1. (for a tree) to put forth branches. 2. to spread, extend. - bağı mil. brassard. - dayanağı armrest. - demiri iron bar (used to bar a door). - düğmesi cuff link. - emeği manual labor. - evi tailor. armhole, place where the sleeve joins the yoke. - gezmek 1. (for a security force) to patrol an area. 2. (for a criminal) to prowl around or lurk in an area. -una girmek /ın/ to take (someone´s) arm. -u kanadı kırılmak to be left sitting high and dry (after losing one´s source or sources of support), have the rug pulled out from under one. - kanat olmak/germek /a/ to take (someone) under (one´s) wing. - kapağı (shirt) cuff. - kemiği anat. humerus. - kola arm in arm. - kola girmek to link arms. -una kuvvet. colloq. Keep it up!/Keep up the good work! - saati wrist watch. -larını sallaya sallaya gelmek to come without bothering to bring anything (as a gift). -ları/-larını sıvamak to get ready to do something, roll up one´s sleeves. - tahtası sleeveboard. - uzatmak to spread, expand, branch out. -u uzun powerful and influential. - vurmak to patrol; to wander around. - yormak to work hard." -
4 отворот
-
5 обшлаг
мkol / yen kapağı -
6 هدب
هُدْب1. zıhAnlamı: giysilerin kol, yaka, etek kenarlarına dikilen şerit veya kaytan2. kirpikAnlamı: göz kapağı kenarı kılları -
7 facing
koruyucu tabaka, süs tabakasi dis kaplama; siva vurma; yüzden torna etme; röver, yen kapagi, kol devrigi
См. также в других словарях:
kol kapağı — is. Giysi ve gömlek kolunun bileği örten bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak — is., ğı 1) Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. R. H. Karay 2) Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça Dolap kapağı. 3) Kitap, defter vb.nin en… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik — is., ği, anat. 1) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı. P. Safa 2) sf. Bu sert organdan yapılmış Kemik tarak. Birleşik Sözler kemik … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanat — is., dı 1) Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal 2) Balıklarda yüzgeç 3) Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük